AFGANİSTAN'DA BUDA’NIN TENDİSİ


Budizm dininin kurucusu ve öncüsü olan Buda, yaklaşık olarak M. Ö. 563 ile M.Ö. 483 yılları arasında yaşamıştır. Asıl adı Gautema’dır. Sonradan,Sanskritçe dilinde “aydınlanmış” anlamına gelen “Buda” deyimiyle tanınmıştır. Kurduğu din ve felsefe sistemi de “Budizm” diye tanımlanır.
Budizm bazı kimselere göre bir din, bazıları için de sadece bir felsefe sistemidir. Ancak Budizm’in Hindistan’da yaygın ve temel bir inanç olduğu, Japonya,Çin,Tibet,Burma,Tayland ve Seylan’da da 200 milyona yakın Budist’in bulunduğu düşünülünce, Budizm’i gerçek anlamda bir din saymak,böylece kabullenmek gerekir. Bazı söylentilere göre budizim Afganistandan yaygılaşmaya başlandı.
Buda’nın heykekeli Şehir, başkent Kabil'in 240 km. batısında yer almaktadır. Kentin ismi Sanskritçe varyamana (renkli anlamına gelir) isminden gelmektedir ki eski zamanlarda Bamyan'da bir Hindu Budist manastırı vardı. 2001 yılında Taliban tarafından yıkılan Budist heykelleri de yine şehrin karşısındaki kayalıklarda bulunmaktaydı. 2008 yılında kentte dünyanın en eski yağlıboya tabloları bulunmuştur.
İpek Yolu'nun üzerinde yer alan Bamyan, eski zamanlardan beri ticaret ve Budizm'in merkeziydi. Bamyan'daki kayaya oyulmuş büyüğü 53 m, küçüğü 36 m büyüklüğündeki Buda heykelleri bu dönemden kalmadır. Kentin kuzeyindeki kayalıklara insan eliyle oyulmuş Buda heykelleri çevresindeki mağaralarla birlikte Afganistan'ın en önemli arkeolojik bölgesidir. 5. yy'da Akhunlar'ın başkenti oldu. 8. yüzyılda İslam'ın etkisine giren Bamyan, 1221'deki Moğol istilası'ndan sonra eski görkemine bir daha kavuşamadı. 1840'ta I. İngliz-Afgan Savaşı'na sahne oldu.2001 yılında Buda heykelleri Taliban tarafından tahrib edildi.Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan şehir, Doğu ve Batı Çin ve Orta Doğu arasındaki ticaret yolllarının birleşim yeri olan bir kavşakta bulunmaktaydı. Kent 5. yüzyılda, tarihte Huna medeniyeti ismiyle anılan Kuzey Hindistanlı bir medeniyete başkentlik etmiştir.
Taliban güçleri 2001’in Mart ayında, sahte putlar olduğunu öne sürerek Buda heykellerini havaya uçurmıştu. Taliban yerel işçileri putları patlatmaya zorlamıştı.

Buda heykelleri yok edildiğinde sonra uluslararası çapta bir protesto yapılmıştı. Fakat UNESCO, arkeologlar ve Afgan hükümeti heykellerin restore edilip edilmeyeceği konusunda bir anlaşmaya varamadı. 
Çinli belgeselciler Janson Yu ve Liyan Hu heykellerin devasa projeksiyonlarını hazırladı. UNESCO ve Afgan hükümetinden izin aldıktan sonra, yapıtlarını ilk defa takdim etmek için Bamiyan Vadisi’ne gittilerTaliban’ın Afganistan’da yok ettiği iki kutsal Buda heykeli, 3 boyutlu ışık projeksiyonuyla yeniden canlandırıldı. 

YAZMAK


Yazmak…

Yazmak kimi zaman acılarımızı, kimi zaman seviçlerimizi ve kimi zaman da kimsye söyeleyemedikleriz sırlarımızı bir kağıda dökmektir. Yazmak insanı en çok rahatlatan şeylerdendir. Eğer öyle olmasaydı bu kadar yazarımız bu kadar şairimiz olmazdı.
Bir kağıda yazmak satırları, ilmek ilmek işlemek gibidir hayatı yazmakla sarılmaktır.
‘’söz uçar yazı kalır’’ atasözünü atalarımız boşuna söyelememiştir. Uçup gitmesini istemediğimiz şeyleri kağıda dökeriz çünkü böyle gerekir.
‘’ Eğer Nazım  yazmasydı Piraye’ye  olan hislerini hiçbir zaman bilemezdik gerçek aşk kiymetini’’.
Sözlerin konuşamadığı yerde, bazen satırlar hayatın gerçeklerini anlatır.
Yazmak yaşam kadar önemli. Yaşadığımızı hissetmek istiyorsak yazı yazmak en önemli etkenlerdendir. Parmaklarımızın arasından kağıda dökülen satırlar bizi hem yaşama hem ölüme alıştırır.
‘’ kül olayım kerem gibi yana yana
Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?’’

Nazım’ın bu şiiri bize yazının ne kadar güçlü ve üzerimize de ne kadar büyü bir etkisi olduğunu göstermektedir. Gerçek aşkların sadece yan yana olmak değil uzaktan da sadece yazılar, mektuplarla ve şiirlerle de olabileceğini kanıtlamıştır.